İçeriğe geç

Hacettepe Fizik Mühendisliği Bölüm Tanıtımı

Özellikle tercih döneminde bizim de aklımızı kurcalayan ve internette derli toplu şekilde cevabı verilmediği için cevabına uzun ve zahmetli şekilde ulaştığımız bir sorunun cevabını vereceğiz bugün. “Fizik ile Fizik Mühendisliği arasındaki farklar neler, fiziğin mühendisliği mi olur, mezun olunca fizikçi mi oluyorum, bu bölüm mühendislik fiziği mi, teorik çalışmak istiyorum ama fizik mühendisliği okuyabilir miyim, fizik mühendisliğinin avantajları ve dezavantajları nelerdir?” gibisinden soruların biri veya bazıları aklınızı meşgul ediyorsa bu yazı tam size göre.

Uzun ve doyurucu olmasını plânladığımız bu yazının sonuna geldiğinizde inanıyoruz ki bölüme dair merak ettiğiniz çoğu sorunun cevabını almış olacaksınız.

Öğrencilerin aklında olan ilk soru genelde ben “Fizik Mühendisliği lisans programını bitirdiğimde “fizikçi” olur muyum?” sorusu oluyor. Bu soruya önce kısaca, sonra da detaylıca cevap verelim:

Evet, olursunuz.

Fizikçiler genelde 3 alt alana ayrılırlar:

Kuramsal(teorik) fizik, deneysel fizik ve uygulamalı fizik.

Kuramsal fizikçiler kozmoloji, klasik ve kuantum alan kuramları, istatistik mekanik, yüksek enerji fiziğinin kuramsal kısımları, yoğun madde fiziğinin kuramsal kısımları, kuantum kütleçekim, sicim teorisi gibi adına aşina olduğunuz kuramlar ve benzerleri ile uğraşır.

Deneysel fizikçileri ise en basit anlamda teorilerin tutarlılığını ve gerçeğe yakınlığını gözlemsel olarak test eden fizikçilerdir. Örneğin Higgs bir teorik fizikçidir ve matematiksel modeller kullanarak sub-atomic parçacıklara kütle kazandıran bir parçacık olması gerektiğini iddia etmiştir. Fikrin ortaya atılmasından yıllar sonra CERN’de çalışan deneysel fizikçiler bu bozonu gözlemledi ve Higgs’in öngörüleri doğrulanmış oldu.

Uygulamalı fizikçiler ise, ki bu noktada işin içine artık mühendislik ve teknoloji geliştirme giriyor, fizik, matematik ve diğer bilim dallarının ortaya koyduğu veriler ışığında teknolojiler geliştirir. Bu 3 alanın korelasyonuna yüzeysel bir örnek vermek gerekirse eğer: 20.yy ilk çeyreğinde fizikçiler dolanıklık adı verilen bir fenomeni keşfettiler. İlerleyen yıllarda deneylerle dolanıklılık dediğimiz bu olay gözlemlenebildi. Şimdilerde ise uygulamalı fizikçiler/mühendisler dolanıklılık özelliğini merkeze alan kuantum haberleşme, kuantum internet, kuantum kriptografi gibi teknolojilerin araştırma ve geliştirmesi üzerine çalışıyorlar.

Fizik biliminin dünya üzerindeki durumuna bakacak olursak eğer: Dünya’da fizik bölümlerinde ve enstitülerinde genel akım deneysel ve uygulamalı fiziktedir. Sebebi ise oldukça basit. Özellikle fotonik, meta-malzemeler, nanoteknoloji, molekül fiziği, yarı ve süper iletken teknolojileri, çip teknolojileri, kuantum hesaplama ve bilgisayarlar gibi alanların çok hızlı ilerlemesi, bunların endüstride doğrudan uygulaması olması ve araştırma sonuçlarının daha hızlı elde edilmesi gibi faktörler sıralanabilir. Bu alanlarda burs, doktora, post-doc, iş bulmak görece daha basittir.

Tüm bu anlattıklarımızı dile getirme sebebimiz, biraz sonra anlatacağımız Hacettepe Fizik Mühendisliği’nin iç yapısını ve dahası fizik-fizik mühendisliği bölümlerinin işleyişini anlamak adına önemli olmasıdır.

Soruya evet cevabını vermiştik, devam edelim. Hacettepe FM lisans programı içeriğine biraz göz atacak olursak; Mat 1–2, Temel Fizik 1–2, G. Kimya 1–2, Klasik Mekanik, Dalgalar ve Titreşimler, Elektromanyetik Teori, Fizikte Matematiksel Yöntemler, Modern Fizik, Termodinamik, İstatistik Fizik, Katıhal Fiziği, Kuantum Mekaniği, Parçacık ve Nükleer fizik gibi derslerin bölümün omurgasını oluşturduğunu görürüz. Yani evet, bu bölümden tam teşekküllü bir fizikçi olarak mezun olursunuz.AMA, bu noktada kocaman bir ama ile araya girmek gerekiyor.

Evet yukarıda yazdığımız gibi buradan bir fizikçi olarak mezun olursunuz ve fizik bilimi alanında çalışan bir bilim insanı, temel bilimci olabilirsiniz bu doğru. Lakin Fizik Mühendisliği ve Fizik lisans programlarının, bu yazı özelinde HUFM’nin, iç işleyişleri bir miktar olmak üzere farklıdır. Ne demek istediğimizi açıklamaya çalışalım.

Bölümde sadece zorunlu olan 10 tane lab dersi var. Siz kendinize seçmeli olarak hiç lab içermeyen dersleri seçseniz dahi bu 10 labı vermek zorundasınız. Her labda ortalama 8 civarı deney var. Bu da 6 dönemde 80 deneye tekabül ediyor. Hacettepe FM’de her deney için raporlar yazılır. Deneyin teorik bilgisi, amacı, yöntemleri, analizi gibi faktörleri içeren raporlardır bunlar. Bu bölümden hakkıyla mezun olan biri, yazdığı bu en az 80 rapor sayesinde fizik ve ilintili alanlarda bir projeyi planlamayı, yürütmeyi ve analiz etmeyi en iyi şekilde öğrenir. İster bir hızlandırıcıda veri analiz ediyor olsun ister bir yörünge uydusunun radyasyona maruz kalışını planlıyor olsun isterse de fizikten tamamen bağımsız bir alandaki bir projeyi yönetiyor olsun bölümün kendisine kazandırdığı disiplin ve teknik altyapı her alanda işine yarayacaktır.

HUFM’de varolan bu rapor yazma durumu, bölümden mezun olup ilerde uygulamalı alanlarda çalışacak, özellikle yüksek teknoloji tabanlı projelerde mühendislik vb. işler yapacak kişiler için çok verimli ve kazançlı bir uygulamadır.

Diğer bi konu ise derslerdir. Yukarıda saydığımız derslere ilaveten bölümde mühendislik ve uygulamaya yönelik hiç de azımsanmayacak sayıda zorunlu ve seçmeli ders vardır. Çoğu teorik bilgiyi uygulamayla pekiştiren bu lablar/raporlar ve bölümdeki mühendislik/uygulama dersleri bölümün adındaki “mühendislik ibaresine anlam kazandırır. Peki bu derslerden bazıları nelerdir? Teknik çizim, yazılım üzerinden mekanik tasarım sağlayan dersler, akışkanlar mekaniği, yazılım dersleri, malzeme bilimi, kompozit malzemeler, elektronik, radyasyon fiziği, mikroişlemciler… Görüldüğü üzere daha çok işin uygulama/AR-GE ve mühendisliğine yönelik de oldukça fazla miktarda ders bölümde mevcuttur. Bu derslerin bazıları zorunludur: teknik çizim, malzeme bilimi vs. gibi. Malzeme dersinin zorunlu olması, 2 dönem elektronik ve 2 dönem elektronik laboratuvarının zorunlu olması, istenirse 3. elektronik dersinin alınabilmesi, önerilen staj yerleri içerisinde endüstri alanında faaliyet gösteren kurum ve kuruluşların olması, mezun olurken bir adet “mühendislik” projesi gerekliliği, sanayi stajı zorunluluğu gibi başlıklar bölümün işleyişi hakkında oldukça iyi bir fikir veriyor aslında. Bölümün iç yapısını ve işleyişini anlamak adına son bir anekdot daha vermenin yararlı olacağını düşünüyoruz. 1967 senesinde Hacettepe Fizik Enstitüsü bünyesinde iki programla hayatına başlar: Fizik Yüksek Lisans Programı ve Fizik Yüksek Mühendisliği. Enstitü Prof. Dr. Numan Zengin önderliğinde Atom ve Molekül Fiziği, Nükleer Fizik, X-Işınları, Yoğun Madde ve Katıhal Fiziği gibi alanlarda doktoralarını ve çalışmalarını yurt dışında yapmış araştırmacaların bir araya gelmesi ile kurulmuştur. 1982 yılına gelindiğinde çıkan YÖK yasası gereği bu iki program birleşmiş ve 6 anabilim dalıyla bölüm bugünki yapısına kavuşmuştur.

Sanırım tüm bu bilgiler bölümün işleyişini ve eğitimini sizin için daha anlaşılır kılmış ve bölümden mezun olduğunuzda neden hem fizikçi hem de mühendis olabildiğinizi netliğe kavuşturmuştur.

Bi diğer değinmek istediğimiz kısım, bazı öğrenciler daha tercihten önce ben “teorik fizikçi olacağım ve kozmoloji çalışacağım, sicim çalışacağım, matematiksel fizik çalışacağım” şartlanması ile fizik/fizik mühendisliği bölümlerine geliyor. Hedefinizin önceden belirli olması çok hoş, lakin fizik popüler bilimde okuduğunuzda çok ama çok daha fazlası, bir derya deniz. Dolayısıyla bölüme geldiğinizde algılarınızı açık tutarak her alandan bir parça tatmayı, önyargılı olmamanızı ve fizik denen engin bilimin içine kendinizi bırakmanızı tavsiye ederiz. Teorik fizik aşkıyla yanıp tutuşarak bölüme geldiğinde deneysel fiziğin cazibesinden ya da savunma sanayinin zevkli ar-gesinden kendinizi alamayacaksınız belki de. Yeni yollara kapalı olmamak çok mühim, yoksa ilerde aklınızdaki alanı ilgilendirmeyen derslerde yoğun bir motivasyon zorluğu yaşarsınız. Unutmamalısınız ki lisansta zorunlu olarak göreceğiniz her ders ilerde her ne alanda çalışacaksanız çalışın size gerekecek olan en temel bilgileri ve altyapıyı verir. Termodinamik bilmeden motor, EMT bilmeden işlemci, Lagrange bilmeden kuantize alan kuramları alanında çalışma yapamazsınız. O yüzden size müfredatta sunulan her dersi anlamak ve özümsemek için çaba göstermelisiniz. Zaten 3. Ve 4. sınıfta sadece istediğiniz alana yönelik dersleri seçebilirsiniz. Tabi açılırsa.:)

Konu hazır derslerden açılmışken biraz daha değinelim. Yukarıda bol bol bahsettik ancak kendinizin de gidip siteden programı incelemenizi ve bazı derslerin içeriklerine göz atmanızı tavsiye ederiz. Bu size genel bir fikir verecektir. Bölümde ağırlığı uygulamalı alanlardan olmak üzere fiziğin bir çok alanına ait dersi ve o alanda yetkin hocayı bulmak mümkün. Özellikle deneysel ve uygulamalı alanlar iştahını kabartan aday öğrenciler bu bölümde çok mutlu olacaktır. Kalibrasyon mühendisliği, fotovoltaikler, algılama ve ölçüm cihazları, kuantum hesaplama, malzeme bilimi, nanoteknoloji, elektronik, optik, lazerler, yüksek teknoloji kaplamalar ve filmler, radyasyon merkezli teknoloji ve teknikler, haberleşme ve radar teknolojileri, yarı-iletken ve süper iletken teknolojileri, bilgisayarla modelleme, akustik, mikro işlemci mimarisi, spektroskopi, modelleme ve analiz gibi konularda ders, laboratuvar, aktif araştırma ve akademisyen imkanlarına ve unsurlarına sahip bir bölümdür.

Öte yandan grup teorisi, fizikte matematiksel yöntemler III-IV, parçacık fiziği, hesaplamalı fizik, nükleer fizik, kozmoloji ve astrofiziğe giriş, X-ışınları, Katıhal fiziği, istatistik fizik, genel görelilik, molekül fiziği vb. dersleri de bölümde mevcuttur.

Dersleri temel bilim statüsünde fizik ve uygulamalı fizik/mühendislik diye gruplandırmak çok doğru bir yaklaşım da değildir aynı zamanda. Neden mi, örneğin siz ister nükleer reaktör mühendisliği konusunda çalışacak olun ister kuantum renk dinamiği(QCD) alanında çalışacak olun nükleer fizik dersini almak zorundasınız. Yahut ister yüksek teknoloji hedefleme sistemleri alanında çalışacak olun ister görelilik üzerine çalışacak olun Elektromanyetik Teori dersini başarıyla özümsemek zorundasınız. Bundan dolayı işlemciler ve matematiksek yöntemler 4 gibi konumu çok belli dersler haricinde kalan dersleri belirli bir kalıba sokmamak önemlidir.

Yalnız bu noktada aklında ileride kuramsal fizik ve matematiksel fizik çalışmak olan genç adaylara uyarı niteliğinde bir bilgimiz olacak. Burası bir Fizik Mühendisliği bölümü. Dersler oldukça detaylı, fizik temelli ve neyin nereden geldiği açıklanarak işlenir. Ve bölümün sizden beklentisi nitelikli birer fizikçi ve/veya mühendis olmanızdır. Bu noktada bölüm size gerekli altyapıyı ve en sağlamından bir fizik eğitimi verir ancak ekol olarak sizi “özellikle” kuramsal fiziğe yönlendirmek için ekstra bir çaba sarf etmez ve sizden böyle bir beklentiye girmez. Mezunlarımızın pek azı sicim ve görelilik çalışıyor örneğin. Çalışmıyor değiller ama oranları daha düşük. Tıpkı dünyanın geri kalanında olduğu gibi. Eğer kuramsal fizikten ilerlemek istediğinize karar verecek olursanız(hangi alanda çalışmak istediğinize net karar vermek için aceleci olmaya gerek yok, hevesinizi derya deniz olan bu bilimin her alanını tatmaya harcayın ilk senelerde) bölüm derslerinizi ona göre seçmeli(kuramsal fiziğe yönelik grup teorisi, kozmoloji ve ileri matematiksel modeller gibi dersler mevcut), bölümde kuramsal çalışan hocalardan destek almalı ve kendi çabanızı da ortaya koyarak bu yönde ilerlemelisiniz. Unutmayın, bu bölüm sizden kuramsal fizikçi olmanızı beklemiyor. Olmak istediğinizde sizi engellemez ancak genel eğitim eğiliminin bu yönde olmadığını bilerek gelirseniz ilerde yaşanacak tatsız durumların da önüne geçmiş olursunuz diye düşünüyoruz.

Bölümün mezunları nerelerde ve ne yapıyor diye başka bir konuya geçiş yapacak olursak eğer, oldukça çeşitli bir yelpazede sektör dağılımı olduğunu görürüz. Bunların başını tabiki Savunma Sanayi ve Araştırma Enstitüleri çekiyor. Lisanstan mezun olur olmaz veya yüksek lisans/doktora sonrasında AR-GEci olarak endüstride görev alan mezunlarımız, mezunlarımızın çoğunluğunu oluşturmaktadır. Yüksek teknoloji üreten ve Türkiye’de faaliyet gösteren nitelikli firmaların tümünde mezunlarımıza rastlamak mümkün. Aynı şekilde, Türkiye’de faaliyet gösteren fizik ve ilintili alanlarda çalışan enstitülerin çok büyük bir kısmında bölümümüzden mezun olmuş araştırmacılara rastlamak mümkün. Yurt dışı firmalarda mühendislik/ar-gecilik yapan veya yurt dışındaki okul ve enstitülerde görev alan araştırmacılarımızın sayısı da oldukça fazla. Amerika ve Avrupa’da bir çok okulda master/phd/post-doc öğrencilerimize rastlamak mümkün. MIT’den CERN’e mezunlarımız çalışmalarını sürdürmektedir. Bunun yanında Fizik Mühendisliği ve fizik eğitiminin insana kazandırdığı mindset ve bakış açısı yazılım ve uygulamalı matematik alanında insana çok şey kattığı için bölümümüzden mezun olup hayatına yazılımcı olarak devam eden de çokça kişi bulunmaktadır. Gömülü yazılım mühendisliği, veri bilimi ve mühendisliği, siber güvenlik gibi konularda çalışan mezunlarımız da sektörde mevcuttur. Özellikle savunma sanayinde, geliştirilen cihazın teknik fiziki özelliklerine hakim olabilecek altyapıya sahip ve bu cihazlar için bir de yazılım üretebilecek kişiler havada kapılabilmektedir.

Tüm mezunlarımız arasında biri var ki, bölümümüzün gurur kaynaklarından birisi: Canan DAĞDEVİREN. Kendisi bir gurur kaynağı, hayır biyomedikal alanında yaptığı çalışmalardan dolayı değil, Birleşmiş Milletlerde konuşma yapmış tek Türk kadın olduğu için. Kendisinin kim olduğunu araştırmayı size bırakıyoruz.

Bölümün zorluğu konusuna gelecek olursak, bu kısmı pek uzatmaya gerek yok. Fizik ve matematiğe yüksek bir ilginiz varsa ve düzenli çalışan bir insansanız bu bölümde oldukça başarılı olursunuz. Fizik öğrenmek kolay bir iş değildir, bölümü sırf Hacettepe ve mühendislik fakültesi diye tercih edip gelmemeniz sizin yararınıza olur. Bölüme fizik odaklı gelinmeli ve fiziğe-matematiğe cidden hevesli olmak zorundasınız. Yoksa bu bölüm hem sizin için hem de hocalar için verimli olmaz, ya bölümü 2. Sınıfta bırakmaya çalışırsınız ya da uzata uzata yıllar içinde bitirirsiniz ve bölüm sizin için eziyete dönüşür. O yüzden bölüme gelirken fizik-matematik-bilim aşkıyla gelin. Ne yata yata ne de geçiştirilerek bitirilebilecek bir bölüm değil bu bölüm çünkü. Bölüm matematik ve fiziğe ilgi dışında düzenli ve disiplinli çalışma, bolca emek ve sağlam bir motivasyon gerektiriyor. Siz bölüme bunları verdiğiniz sürece onun da size vereceği eğitim konusunda içiniz rahat olabilir. Dersler disiplinli ve sağlam bir şekilde, temelden yukarıya nitelikli bir eğitim anlayışı ile verilir. Tabi bunun için hocanın motive olabilmesi, hocanın motive olabilmesi için de ders anlattığı kitlenin motive ve iştahlı olması gerekiyor. Başta söylediğimiz bölüme ilgili olma noktasına gelmiş oluyoruz böylece.

Bir diğer konu da burslar ve Fizik Mühendisleri Odası. Öncelikle bu program fen fakültesinde değil de mühendislik fakültesinde olduğu için hiçbir Fizik Mühendisliği bölümünde Tübitak Temel Bilim Burslarından faydalanamazsınız. Ancak biraz sonra sözünü edeceğimiz FMO’nın sağladığı bazı burslar bulmak mümkün. FMO ise Fizik Mühendisleri Odası’dır ve Fizik Mühendislerinin mesleki haklarının korunması, çeşitli eğitim ve konferanslar düzenlenmesi, bilgi paylaşımı yapılmasını ve mesleki örgütlenmeyi sağlamayı amaçlar.

Ve elbette son olarak Hacettepe Fizik Topluluğu. Ağırlığını tabii olarak fizik öğrencilerinin oluşturduğu topluluğumuz her bölümden arkadaşımıza kapılarını sonuna dek açıyor. Topluluk fiziğe ilgisi olan öğrencilerin bir araya gelip bilgi, deneyim ve eğlenceli anlar paylaşmasını sağlamaya çalışıyor. Topluluğun faaliyetleri arasında araştırmacılarla ve akademisyenlerle söyleşiler ve konferanslar düzenlemek, matematik ve fizik atölyeleri yapmak, araştırmacı ve öğrenci buluşmasını ve etkileşimini sağlamak, gözlemevi ziyaretleri gibi teknik geziler ve kamplar gibi eğlence amaçlı geziler gibi faaliyetler vardır.

Topluluk 5 alt fizik disiplini koluna ayrılır:

Disiplinlerarası fizik

Kozmoloji ve astrofizik

Matematiksel fizik

Fizik Mühendisliği birimi

Parçacık fiziği

Bu ekipler üyeler için o alanda bilgi paylaşımı ve işbirliğini arttırıcı roller üstlenirler. Örneğin siz elektrokimyasal makineler olan nöronlarda bilginin nasıl depolandığını yahut enzimlerin nasıl kataliz görevi üstlendiğini çalışmak için ilerde nörobilim ve kuantum biyoloji alanından ilerlemek istiyorsunuz. Ya da atmosfer ve radyasyon bazlı olayların iklim ve okyanuslar üstündeki etkilerini araştırmak istiyorsunuz ve iklim bilimci olmak istiyorsunuz. Disiplinler arası fizik ekibimiz bu yüzden var. Benzer ilgi alanlarında öğrenciler ile buluşup kaynak ve materyal paylaşımı, belirli hocalarla ilişik kurmak ve alanda derinleşmek için bu alt ekip harika bir seçim. Yahut kuantize bir kütleçekim kuramının ortaya atılması ile ilgilenmek istiyorsunuz, bu durumda parçacık fiziği ekibimizde kendinizi çok mutlu hissedeceksinizdir. Topluluğumuz hepinizi hem akademik hem sosyal açıdan ilerletmek ve kazanımlara sahip kılmak için var. Oraya da hepinizi bekleriz.

Böylece bölüm tanıtımımızın sonuna gelmiş bulunmaktayız. Tercih döneminde bizim aklımıza takılan sorulardan yola çıkarak hazırladığımız bu yazı umarım tercih döneminde olan sizlere yardımcı olabilmiştir. Aklınıza takılan her türlü soru için topluluğumuza ulaşabileceğinizi de unutmayın. Bölümde görüşmek üzere, fizikle kalın.^^

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir